İçimizdeki hârın adısın; Gazze …

”Filistinli Çocuk
Babası şehitt
Annesi dul
Kardeşi yaralanmış
Kimsesi kalmamış yiğit !
Sen kutlu misafiri olacaksın cennetin.” Ne de güzel diyor şair dizelerinde..
Yanan yüreklerimize işliyor bu dizeler..
Kudüs’ün kutlu savunucuları, komutanı Muhammed Mustafa(sav) olan cennetlik orduları..,
Bedenini dini ve kutsal değerleri uğruna siper eden yiğitler…
Ya RAB! Bir damla zemzem serpsen sönerdi yanan yürekler…
Sözümüz tükenmiş bir parça şiire, binlerce duâya sığınmışız. Vallahi dünya bizi şaşkına çevirdi, billahi
sevdiğimiz sevmediğimiz, zalimliğe, acımasızlığa adaletsiz olan her şeye boyun eğdirilmişiz sanki…
1.57 milyar müslümanın, inananın sükûnetini gördükçe utanıyor insan; insan olmaktan..
Rabbim diyorum Rabbim, bizim gücümüz yeter mi bilmem hiç denemedik ! Lâkin Senin kudretinden sual
olmaz;
Sen El Mütekebbir’sin-İsrail Sen’den büyük olamaz.
Sen El Müheymin’sin-Varlığın zulümden habersiz olamaz.
Sen El Kahhar’sın- istersen hükmeder galip gelirsin.
Sen El Müzil’sin- dilersen İsrail zillete düşer.
Ey El Âliyy, Ey El Hafız bilirim Sen El Halimsin, cezada acele etmez, yumuşak davranırsın fakat ciğerimiz
yanıyor, gözlerimiz ağlıyor, çığlıklara kulak tıkamaktan vicdanımız kanıyor.
Yorulduk yaralı bereli eksik yarım yetim çocukları izlememek için kanal değiştirmekten yorulduk..
Mazlumun mahsun kalbinin hatrına, dünyaya hakim zalimlerin tüm kapılarını karanlığa aç; yok et kirli
ellerini, hesap gününe bırakma;El Hasib sıfatın ile şimdi dür İsrail ve nicesinin defterini….

Baki muhabbet ve duâ ile..